“Ben bir muallim olarak gönderildim” diyene selâm olsun.
Senden öğrendim aşkı, sen öğrettin müjdeyi
Sevmenin mantığını nasıl bilirdim sensiz?
Seninle dağı aştım, çözdüm kara ukdeyi
Seninle bir can oldum, elbisesiz, bedensiz
Hasretine gömülmek var, mezarsız, kefensiz
Sen ey yâr, sen ey canân, muallimim efendim
Sen ey sevimli mürşid, sen elif lâm mîm, efendim
Ağlamayı öğrettin, binlerce minnat sana
Çölü, ancak aşığın gözyaşları ıslatır
Ne mutlu demek gerek kapında bekleyene
Bir arı tad verdiği balı nasıl anlatır
Anladım ki çocuğu anne aşkı ağlatır
Sen ey yâr, sen ey canân, muallimim efendim
Sen ey en güzel mürşid, sen elif lâm mîm, efendim
Ben okumayı senden öğrendim, sen okuttun
Bismillah dedim, bildim varlığın hikmetini
Gökten bir nefha indi, yeşerdi kuru odun
Yüreğime nakşettin ebedî davetini
Ne hazindir ki insan bilmiyor kıymetini
Sen ey yâr, sen ey canân, muallimim efendim
Sen ey müstesna mürşid, sen elif lâm mîm, efendim
Hiç unutmadım senin öğrettiğin kitabı
Hayatıma onunla bir başka mana kattım
Seninle seyredeyken gökyüzünde mehtabı
Nefsime bu müstesna güzelliği anlattım
Gönlümü bütün fani sevdalara kapattım
Sen ey yâr, sen ey canân, muallimim efendim
Sen ey sevimli mürşid, sen elif lâm mîm, efendim
10.3.2006
Zaandam