-Ne lüzum var, Allah yolunda, vatan uğrunda can vermeye. Bu kadar kolay bir yolu varken şehîd olmanın... Üstelik bir defa değil, bir seferde 12.000 (oniki bin) defa…  

Ben demiyorum, eski bir kaynak diyor.

 

-Önce bir alıntı:

Ülkemizin meşhur hatiplerinden biri Nüzhetü’l-Mecâlis adlı kitaptan aktarmış. İyi niyetli birileri de facebook’ta paylaşmış.

1.“Hangi kul üç gün oruç tutup iftardan önce bana defalarca salavat okursa mutlaka geçmiş günahları bağışlanır. Hz. Cibril bana bildirdi ki, şüphesiz Allah Teala bu ayda 300 rahmet kapısını açar. (Nüzhetü’l-Mecalis)

2.Şabanın ilk perşembesini oruçla geçireni, rahmeti ile cennete girdirmek, Allahü Teala üzerine hak olur. (Nüzhetü’l-Mecalis)

3.”Eğer Şaban ayını tamamını oruçlu geçirirse, Allah ölümün zorluklarını ona kolay eder, kabrin karanlığı ile Münker-Nekir meleklerinin şiddetini kendisinden giderir ve kıyâmet günü onun günahlarını örter.” (Nüzhetü’l-Mecalis) (İmla hataları bana ait değil)

Kaynağın cilt ve sayfa numarası verilmemiş. Bunlara benzer ifadeler bu kitabın 1. cildinin 222-225. sayfaları arasında “Şaban ayının ve tesbih namazlarının fazileti” başlığında var.

Şimdi kitabın aslına bakalım. Bu aktarılanlar orda var mı, doğru aktarılmış mı? Ya da aktarılanların aslı var mı?

Bu kitap 8. Asır âlimlerinden Abdurrahman b. Abdusselâm el-Safûrî eş-Şafiî’ye ait. Kitabın tam adı Nüzhetü’l-Mecâlis ve Müntehabu’n-Nefâis, (Bizdeki nüsha: el-Mektebetü’l-Tevfikıyye, Sayda-Lübnan, tarihsiz)

1.Alıntı kitaptan aynen alınmış. Lâkin es-Safûrî o rivâyetin de kaynağını vermemiş. (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/223)

2.Hatip efendi 2. alıntıyı eksik yapmış. Aslı şöyle: “Kitâbu’l-Berakeh’te gördüm, Nebi’den (sav) nakledildiğine göre kim Şa’ban’ın ilk ve son Perşembe günleri oruç tutarsa onu Cennete koymak Allah’ın üzerine hak olur.” (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/222)

3.Alıntıyı da eksik almış. Kitapta aynen şöyle: “Peygamberin dediğine göre kim Şa’ban ayında bir gün oruç tutarsa, Allah onun cesedini ateşe haram kılar. Cennette Yûsuf’a (as) arkadaş olur. Allah ona Eyyûb’un ve Dâvûd’un (as) sevabını verir. Eğer Şa’ban’ın hepsini oruçla geçirirse... (Gerisi yukarıdaki gibi). (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/223)

Peygamber sözü olarak nakledilen bu rivâyetin kaynağı yine yok.

es-Safûrî, kitabının bu bölümünde Şa’ban ayının ve bu ayda tutulacak oruçların, namazların, nısf-ı Şa’ban’ın (Berat gecesinin), tesbih namazının faziletlerini uzun uzadıya, hem de aşırı abartarak anlatıyor. Hadis diye naklettiklerinin kaynağını vermiyor. Verse bile bu abartıların Peygamberimize ait olup olmadığı nasıl isbat edilebilir? Peygamber (sav) acaba bu uçuk kaçık vaadleri yapar mı?

(Hatırlayalım; hadis ehline göre içerisinde az bir amele çok sevap, küçük günahlara korkunç azaplar vaadeden sözlerin uydurma (mevdu) hadis olma ihtimali yüksektir.)

es-Safûrî, bölümün sonunda şöyle anlatıyor: Bazıları mutat oruçların dışında Şaban’ın yarısından sonra oruç tutmayı haram sayarlar. Tirmizî’nin sahih diyerek rivâyet ettiğine göre Peygamber Şa’banın yarısından sonra oruç tutmayın dedi.

Aişe’den (r.anha) gelen bir rivâyete göre Rasûlüllah Ramazanın dışında hiç bir ayı temamen oruçla geçirdiğini görmedim demiş. Yine ondan gelen bir rivâyet göre Nebi Şa’ban’ın tümünde oruç tutardı. Bu iki zıt rivâyetin arası “murat çokluktır” şeklinde uzlaştırılır. (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/225)

Görüldüğü gibi es-Safûrî, bunları diyor ama yukarıda Şa’ban’ın hepsini oruçla geçirene pek çok sevap vaad ediyor.

 

-İlgili hadisleri kaynağından alalım:

Aişe (r.anha) anlattı: “Rasûlullah (sav) oruç tutardı. Hattâ, biz, onu devamlı oruç tutar sanırdık. Bazen üstüste hiç oruç tutmazdı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmayacak derdik. O Ramazan'dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şa’ban'daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim." (Buhârî, Savm/52 no: 1969. Müslim, Sıyâm/34(175) no: 2721)

Âişe (ra) başka bir rivâyetinde şöyle dedi: “Rasûlullah senenin hiçbir ayında Şa’ban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu: “Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir." (Buhârî, Savm/52 no: 1970. Müslim, Sıyam/34(177) no:  2723)

Abdullah b. Abbas dedi ki: “Rasûlüllah (sav) Ramazan’ın dışında başka bir ayın tamamını oruçla geçirmezdi. Dilediği kadar tutardı. Öyleki bazıları “oruca devam edecek”, ya da “oruç tutmayacak” derlerdi.” (Müslim, Sıyam/34(178) no: 2724)

Enes (ra) anlatttı: Rasûlüllah’a Ramazandan sonra hangi oruç faziletlidir diye soruldu. O da; “Ramazana değer vermek üzere Şaban ayında tutulan oruçtur” dedi”. (Tirmizî senedinde zayıf bir râvi sebebiyle bunu ğarib kaydıyla rivâyet ediyor. Bkz: Zekât/24 no: 663)

Ebû Hurayra’nın naklettiğine göre Rasûlüllah (sav) şöyle dedi: “Şaban ayının yarısı geçtikten sonra (artık) oruç tutmayın.” Tirmizî bunu hasen-sahih kaydıyla rivâyet etti. Savm/38 no: 738. İbn-i Mâce, Sıyam/5 no: 1651. Ebu Dâvud, Sıyam/12 no: 2337)

Bazılarına göre bu hadis ve yukarıdakiler Şa’ban ayının ikinci yarısından sonra oruç tutulmasının hoş görülmediğini gösterir. Hatta bazı Şâfiîlerin kitaplarında mûtat oruçlar dışında Şa’ban’ın ikinci yarısında nâfile oruç tutmanın haram olduğu belirtilir. (Yaşaroğlu, M. K. TDV İslâm Ansiklopedisi, 42/276)

es-Safûrî de bu görüşü naklediyor. (Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/225)

Ancak Nısf-ı Şa’ban’dan sonra oruç tutmanın caiz olduğuna dair farklı rivâyetler de var. Mesela; "Ramazan orucuna, bir veya iki gün önceden oruç tutarak başlamayın. Ancak o gün, bir kimsenin tutmakta olduğu oruca denk gelirse, o gün oruç tutsun." (Buhârî, Sıyam/14 no: 1914. MüslimSıyam/3(21) no: 2518. Ebû Dâvûd, Sıyam/11 no: 2335)

Buhârî’nin rivâyetinde parantez içinde şu ilâve var: “O Şa’ban ayının hepsinde oruç tutardı.”

Bu parantez içi cümleye benzer bir rivâyet daha var:

Âişe (r.anha);"O Şa’ban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şa’ban'ı Ramazan'la birleştirirdi" demiş. (İbni Mâce, Savm/4 no: 1649)

Ümmü Seleme demiş ki: “Rasûlüllah Şa’ban ayını Ramazan’a birleştirirdi.” (İbni Mâce, Sıyam/4 no: 1648. Ebû Dâvûd, Sıyam/11 no: 2336)

Muhtemelen kasıt oruçla birleştirirdi.

1.Görüldüğü gibi Şa’ban orucu hakkındaki hadis rivâyetleri arasında  çelişkiler var.

2.Peygamberin Şa’banın tümünde oruç tuttuğu rivâyeti Buhârî’de parantez içinde, onda çok zayıf rivâyetler var diye itham edilen İbni Mâce’de geçiyor.

3.”Rasûlüllah Şa’ban ayını tümüyle oruçla geçirmezdi” rivâyetleri daha sağlam görünüyor.

4.Nüzhetü’l-Mecâlis yazarı –Allah rahmet eylesin- hadis diye aldığı rivâyetlerde aşırı vaadler, abartılar görülüyor. İkisi hariç diğerlerinin kaynağını vermiyor.

5.Bu abartıları, uçuk vaadleri görünce, insan şaşırıyor ve Peygamber bunları der mi diye soruyor.

6.Şu rivâyetleri hadis diye nakleden bir yazara, kitabına, iddialarına ne kadar güvenilir?

Kitabu’l-Berake’de şöyle yazıyor: Şüphesiz cinler, kuşlar, canavarlar ve deniz canlıları, Şa’ban’ın yarısı gelince oruç tutarlar(!) (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/223)

Kâbu’l-Ahbâr (İslâm kültürüne israiliyatı ilk soktuğu söylenen tabiî) demiş ki: “Şa’ban’ın yarısı olunca Allah Cebrail’i Cennet’e gönderir ve orasını süslemesini ister. Sonra şöyle der: Allah bu senin gecende, gökteki yıldızlar, yerin geceleri ve gündüzleri kadar kulunu (Cehennemden) azat eder (!) (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/225)

Tevratta şöyle yazıyormuş: “Kim Şa’ban’ın yarısında Allah’tan başka tanrı yoktur, Biz O’ndan başkasına ibadet etmeyiz, dini sadece O’na tahsis ederiz, müşrikler istemeseler de” derse, Allah ona bin sene ibadet sevabı verir, bin senelik günahını siler. Kabrinden yüzü ay ortasındaki dolunay gibi parlak bir şekjilde çıkar. Allah katında sadıklardan yazılır” (!) (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/225) Peh peh, bir tesbih duasına bin yıllık ibadet sevabı (!) At atabildiğin kadar. Nasıl olsa dilin kemiği yok. 

Dahası var:

es-Safûrî diyor ki: “Nebi’den rivâyet edildiğine göre kim Şa’ban ayının ilk gecesinde 12 rek’at namaz kılar, ilk rek’atında Fatihayı bir defa, İhlas Sûresini beş defa okursa Allah ona 12.000 (onikibin) şehîd sevabı verir. Anasının onu doğurduğu gün gibi günahsız olur. Günahları 80 (seksen) gün yazılmaz.” Ama yine kaynak vermiyor. (es-Safûrî, Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/222. Tabi kitapta hattât veya matbaa hatası yoksa...)

İddia böyle. 12 rek’at namaz kıl, 12.000 defa şehîd olma sevabı kazan. Üstelik bunu Peygamber (sav) demiş. Nerede demiş, yani onun dediği nasıl isbat edilebilir? Meçhul.

Allah (st) şehidlerin derecesini bildirmek üzere “onlara ölüler demeyin, onlar Allah katında diridir” diyecek (Bekara 2/154. Âli İmran 3/169), -haşa billah- O’nun elçisi, 12 rek’at namaz kılana bir değil, tam 12.000 şehîd sevabı var diyecek (!) Olacak iş mi bu? Yalandan kim ölmüş ki?

Bir kimse elli sene Şa’ban ayının başında bu namazı kılsa; 12.000x50=600.000 (altıyüzbin) şehîd sevabı eder. Zavallı şehîdler boşuna canlarını vermişler bu hesaba göre.

(Fıkra: Yetkili birisi görevlilere; “atın bu adama 80 veya 100 sopa” demiş. Bunu duyan suçlu: “Efendi sen ya hayatında hiç sopa yemedin, ya da sayı saymasını bilmiyorsun” demiş)

Kur’an herkesin yanında ondan ayrılmayan ve onun yaptıklarını yazan melekler var diyor. (Kâf 50/18. İnfitâr 82/10-11. Zuhruf 43/80)

Ama bu rahmetli âlim bu namazı kılanın günahları 80 gün yazılmaz diye iddia ediyor. Pes doğrusu.

7.Elimizde orijinal ve temel hadis kaynakları varken, ta 8. Hicrî yılda yazılmış, hurefa, uydurma ve abartılarla dolu kitabı referans almak ne derece ilmî bir yaklaşım?

8.Din adına,Peygamber adına sosyal medya bir şey paylaşırken daha dikkatli olmak gerekir.

Peygamber adına bir şey uydurmanın kişiyi Cehennem’e götürecek bir günah olduğunu unutmamalı...

 

Hüseyin K. Ece

14.03.2021

Zaandam