Şu bahçede bulunan, sıra sıra dizilmiş
Leylâkları gördün ya, bir rü’yanın tabiri
Ya da bir söğüt dalı, yere doğru eğilmiş
Yüreğe ağan binbir düşden sadece biri
Şu bahçede bulunan, sıra sıra dizilmiş
Leylâkları gördün ya, bir rü’yanın tabiri
Ya da bir söğüt dalı, yere doğru eğilmiş
Yüreğe ağan binbir düşden sadece biri
Taş taşımadığıma şükrettim
Kölelerle birlikte, en büyük ehrama
Ne firavunun ekmeğini yedim
Gözbebeklerini hayaller tutmuş
Yorgun ellerinde zaman erir,
Ve ağıtlar konuktur yer sofrasına
Ve ufukta batan güneşin izi.
Ufka doğru yanaşır arzı ışıtan güneş
Gölgeler uzar gider, bir hayâle dönüşür
Burada gölge üşür, bekleyen yürek üşür
İşaretlerde anlam gören göze âferin
Kutlarım eşyadaki lisanı okuyanı
Şu gerçek ki dili var göğün, dili var yerin
“Sayılı günler bitti” demiş bir dertli gönül
Doğrudur, günler zaten sayılı idi dostum
Gün gelir, ne gülistan kalır, ne kırmızı gül
Ömür belki bir kaç gün, hayat belki bir yudum